Gökhan Güler
Azerbaycan Cumhuriyeti ve Ermenistan Cumhuriyeti, “Barışın ve Devletlerarası İlişkilerin Tesis Edilmesi”ne yönelik ortak bildirgeyi 8 Ağustos 2025 tarihinde paraflamışlardır.
Söz konusu Ortak Bildirinin;
Maddesinde, devletlerin egemenliğine, toprak bütünlüğüne ve yargı yetkisine saygı temelinin yeniden teyit edildiğini, Azerbaycan Cumhuriyeti’nin ana kısmı ile Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti arasında Ermenistan Cumhuriyeti toprakları üzerinden engelsiz bağlantı kurulacağını, Maddesinde ise Ermenistan Cumhuriyeti, Ermenistan Cumhuriyeti topraklarında “Uluslararası Barış ve Refah için Trump Rotası” (TRIPP) bağlantı projesi için bir çerçeve oluşturmak üzere Amerika Birleşik Devletleri ve karşılıklı olarak belirlenen üçüncü taraflarla birlikte çalışacağını belirterek bu hedefe en hızlı şekilde ulaşmak için çabaları iyi niyetle sürdürme kararlılığını teyit etmiştir.
Azerbaycan Devleti’nin, yaklaşık 30 yıl boyunca Ermeni işgalindeki kendi öz ata topraklarını 44 gün süren 2. Karabağ Savaşı ve devam eden süreçte geri kazanmasının ardından Azerbaycan ile Türkiye arasında kara ve demiryolu hattı ve Zengezur Koridoru konusu gündeme gelmiştir.
Aslında Zengezur Koridoru, önce Ermenistan’ın güneyindeki Syunik/Zengezur bölgesinden geçerek Azerbaycan’ı Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti’ne, ardından da Türkiye’ye bağlayacak bir kara ve demiryolu projesidir.
Bu hat, kara ve demiryolu bağlantılarından oluşacak. Daha geniş anlamda ise Hazar Denizi’nden Türkiye’ye uzanan doğrudan bir ticaret ve ulaşım güzergâhı oluşturacak. Azerbaycan, batı illeri ile Nahçıvan’ı birleştirecektir. Zengezur Koridoru aynı zamanda Çin’den Orta Asya, Hazar Denizi, Kafkasya ve Türkiye’ye uzanan Orta Koridor’un da güzergâhlarından biri olacaktır.
TC Ulaştırma Bakan Abdulkadir Uraloğlu, Uzak Doğu’dan gelen yüklerin Londra’ya Süveyş Kanalı’ndan 35 günde, Ümit Burnu rotasından yaklaşık 45 günde, Orta Koridor’dan ise 18 günde gittiğini söyledi. Bu rakamlar bile Orta Koridor’un ve dolayısıyla Zengezur koridorunun küresel ticarette, Asya ile Avrupa arasında ne kadar önemli olduğunu göstermektedir.
Azerbaycan ile Türkiye arasında kara ve demiryolu hattının Zengezur Koridorunun açılmasının ardından hayata geçmesiyle birlikte Türkistan bölgesine ve bölgedeki Türk Cumhuriyetlerine de kesintisiz olarak karadan ulaşım sağlanabilecektir.
İlerleyen süreçte karayolu ve demiryolları yanında söz konusu güzergâhtan enerji hatları ile fiber optik hatların da geçebilmesi öngörülmektedir. Ayrıca gerek Azerbaycan’ın gerekse Hazar kıyısında bulunan komşu ülkelerin enerji kaynaklarının da yine buradan taşınması mümkün olabilecektir.
Zengezur Koridoru, Türk Devletleri Teşkilatı ülkeleri arasındaki ekonomik ilişkilerin gelişmesi ve tüm bölge için de önemlidir…
Azerbaycan ile Türkiye arasında kara ve demiryolu hattı Zengezur koridorunun açılmasıyla birlikte hayata geçebilecek ve bu kapsamda; Türk dünyasıyla iş birliği ve ticaret artacak, Orta Asya’ya kesintisiz gitmek mümkün hale gelecek, bölgesel barışı ve iş birliği ortamını güçlendirecek, tarihi ipek yolunun canlanmasına katkı sağlayacaktır.
Türkiye’nin Dilucu Sınır Kapısı üzerinden Nahcivan’ı takiben yeni açılacak Zengezur koridoru üzerinden Bakü’ye ulaşılması durumunda en kısa güzergâhın yaklaşık 700 km olacağı öngörülmektedir.
Söz konusu güzergâhın Ermenistan kısmından, Zengezur bölgesinden geçecek bölümü 700 km içerisinde yaklaşık 43 kilometre. Dolayısıyla “Uluslararası Barış ve Refah için Trump Rotası” (TRIPP) bağlantı projesi bu 43 km’lik kısımdan oluşmaktadır. ABD, Ermenistan toprakları üzerinden geçecek söz konusu 43 km alanın inşasını, güvenliğini ve idaresini sağlamak suretiyle projenin hayata geçmesine vesile olacaktır.
Küresel ticaretin yeniden şekillendiği günümüzde, coğrafi konum ve güvenli ulaşım koridorlarının stratejik önemi giderek artıyor.
Söz konusu güzergâh üzerinden, karayolu ve demiryolu hatları yanında Hazar havzasından gelecek petrol ve gazın yanı sıra elektrik enterkonneksiyonlarını ve fiber optik veri hatlarını da Türkiye üzerinden geçirecektir.
***
Azerbaycan-Türkiye Kara ve Demiryolu Hattı, Zengezur Koridoru ve Uluslararası Küresel Sistem
Ermenistan’ın güneyindeki Syunik/Zengezur bölgesinden geçerek önce Azerbaycan’ı Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti’ne, ardından da Türkiye’ye bağlayacak olan yaklaşık 43 km uzunluğundaki yol güzergâhının 99 yıllığına ABD tarafından kiralanmak suretiyle ABD’nin güvenlik ve idaresinde açılacağı açıklandı.
Yaşanan bu gelişme ile ABD’nin Kafkaslardaki nüfuzunun artıracağı belirtilmektedir. Bu konuda bölge ülkeleri Çin, Rusya ve İran’ın nasıl bir yaklaşım gösterecekleri merak konusu?
Uluslararası alanda tek kutuplu dünya düzeninden, çok merkezli dünya düzenine geçişin etkileri iyiden iyiye kendisini hissettirmektedir. Dünya düzeni, tek kutuplu yapıdan çok merkezli bir yapıya geçiş sürecindedir ve bu dönüşümün etkileri giderek belirginleşmektedir.
Türkiye, yakın geçmişe kadar bölgesindeki olaylar karşısında refleks gösteren bölgesel bir aktör ülke iken, vizyoner devlet yönetimi, stratejik diplomatik hamleleri, güçlü sanayi ve ordusu, dünya genelinde meydana gelen sorunlar karşısında ortaya koyduğu başarılı çözüm bulma kabiliyeti vb. sepeklerle artık günümüzde küresel bir aktör haline gelmiştir. Türkiye’nin küresel bir aktör olduğunu günümüzde en başta ABD, Rusya ve Batılı devlet başkanları ve diğer liderler sıklıkla ifade etmektedirler.
Türkiye, batı merkezli(ABD – AB) tek kutuplu yapıdan çok merkezli(doğu eksenli) bir yapıya geçiş sürecinde son derece kritik bir konuma ve hareket kabiliyetine sahip bir ülkedir. Bunun etkilerini/ yansımalarını süreç içerinde hep birlikte görebileceğiz.
Azerbaycan 30 yılı aşkın süredir işgal altındaki topraklarını Ermenistan’dan geri almasının sonrasında gücüne güç katmış, Zengezur Koridoru ile Nahçıvan arasındaki güzergâhın hayata geçmesiyle daha da güçlenecektir.
***
Azerbaycan KKTC ilişkileri, Karabağ ve Zengezur
Bakınız geçmişte Azerbaycan’a, KKTC ile ilişkilerini ileri taşımaması için Ermeniler tarafından işgal altında bulunan Karabağ konusu sürekli önüne getirilmiştir. Hatta bazı devletler de bu bağlamda Azerbaycan’a, KKTC ile ilişkilerini ileri taşımaması halinde de“de-facto Dağlık Karabağı” tanınacakları yönünde tehditlerde bulunmuştur.
Şükürler olsun ki Azerbaycan, Ermeniler tarafından gasp edilen öz ata topraklarını geri aldı ve bu durum uluslararası bir barış anlaşması ile kayıt altına alınıyor.
Ayrıca Ermenistan’ın güneyindeki Syunik/Zengezur bölgesinden geçerek önce Azerbaycan’ı Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti’ne, ardından da Türkiye’ye bağlayacak olan koridorun açılacağı da açıklanmış durumda.
Dolayısıyla Azerbaycan’ın uluslararası alandaki sıkıntılı durumu Türkiye’nin de güçlü dayanışma ve desteğiyle ortadan kalkmış gibi görünüyor. Bakalım önümüzdeki süreçte Azerbaycan, KKTC ilişkilerinde neler yaşanacak?
Hatırlanacağı üzere kısa bir süre önce Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Bakü’de ADA Üniversitesi’nde düzenlenen ve “Yeni Dünya Düzenine Doğru” başlıklı uluslararası forumda; “KKTC’Lİ KARDEŞLERİMİZ EMİN OLSUN Kİ, KKTC’NİN BAĞIMSIZ BİR DEVLET OLARAK ULUSLARARASI TOPLUM TARAFINDAN TANINMASI İÇİN HER ZAMAN YANLARINDA OLACAĞIZ” şeklinde bir açıklaması olmuştur…