Baküde güzel bir aile


Bakü’ye 15 dakika uzaklıkta Bileceri Kasabasında oturan Bünyamin Bey ve Gül Hanımın daveti üzerine akşam ziyareti için evlerine gidiyoruz.

Bünyamin Bey Mugam öğretmeni. İnce Sanat okulu müdürü. Gül Hanım ev hanımı. Bünyamin Bey Karabağ’a bağlı Kelbecer’de doğmuş. Karabağ Ermeniler tarafından işgal edilince Bakü’ye göç etmişler. Oğlu Elşen Bakü’ye göç ettiklerinde 7 yaşındaymış.

Bilecer’e Elşen Bey ve Hayale Hanım ve çocukları Gülnaz ve Nergiz’le birlikte gidiyoruz. Hayale Hanım evin gelini. Uzun yıllar bu evde oturmuşlar. Bünyamin Bey’i öz babası, Gül Ana diye hitap ettiği Gül Hanım’ı öz anası olarak görmüş.

Gülnaz, Nergiz ve Naci Yengin ( Bakü- Bileceri,5 Ekim 2025)

Bünyamin Beyin evi bahçeli, mütevazı bir ev. Avlusunda nar, kayısı, erik, incir ağaçlarıyla çiçekler karşılıyor konukları... Anadolu’da bir Türk evinde olduğu gibi Azerbaycan’da evler aynı. Geniş avlulu, aile mahremiyetinin korunduğu bir ev. Anadolu Türkleriyle Azerbaycan Türklerini ayrı düşünmek büyük bir gaflet ve yanılgı olur. Yüzlerce yıllık ayrılık, Azerbaycan’da Sovyet kültürünün etkisi ve bizde ise batıcılaşmanın sonucu olarak bazı farklılıkların olması gayet normaldir. Ancak Bünyamin Beyin evi tam bir Anadolu Türk evi dersem ne demek istediğimi anlarsınız. Gül Hanım tam bir Türk kadını. Türk töresini bilen, evi çekip çeviren, Türk örf ve adetleriyle yoğrulmuş bir hayatın içinde ailesi, çocukları ve torunlarıyla mutlu olmasını bilen bir kadın.

Ermenilerin işgal ettiği Karabağ her zaman Türk tarihinde acı hatıraları, gözyaşlarını Azerbaycan Türklüğünün yasını hatırlatıyor.

Bünyamin Bey ve ailesi binlerce Karabağ Türkü gibi Ermenilerin yaşattığı acıları fazlasıyla yaşayanlardan birisi. Yüzyıllardır komşuluk, dostluk, arkadaşlık kurduğu, aşını, ekmeğini paylaştığı Ermenilerin Avrupa ve Rusya’nın kışkırtmalarıyla boş hayaller peşine düşüp Türklere karşı katliamlara nasıl başladığını 90 yaşında Ermeni bir kadının neler yaptığını anlatarak başlıyor söze.

Cümleler acı, efkar, hüzün ve gözyaşı dolu.

Vatan, sıla, toprak, ayrılık ve hasret dolu.

2020’de 44 günlük 2. Karabağ Savaşına kadar acılar hiçbir zaman dinmemiş. Karabağ Zaferi acıları az da olsa hafifletmiş.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in “Karabağ Azerbaycandır!” parolasıyla başlayan savaşla Azerbaycan gerçek özgürlüğüne kavuşmuş ve Karabağ azad olmuş.

Azerbaycan’da yüzler 2. Karabağ Savaşından sonra yeniden gülmeye başlamış. Bayraklar daha özgür dalgalanmaya, Azerbaycan Türklüğü daha uluslararası alanda hür hareket etmeye başlamış. Prangalarından kurtulan Azerbaycan Türkleri Karabağ’ı ve Karabağ Savaşında Türkiye’nin desteğini yanlarında görmelerinin kendilerini ne kadar gururlandırdığını, Türkiye’nin karşılıksız desteğini hiçbir zaman unutmayacaklarını her söze başlarken dile getiriyorlar. Hatta Bakü’de dikkat çekici bir şekilde birçok yerde Azerbaycan Bayrağının yanında göndere çekilmiş Türkiye Bayrağını görmeniz mümkün. Yüzyıldır söylenen ve özlenen “İki devlet bir millet” ifadesi ete kemiğe bürünmüş olarak Azerbaycan Türkleri arasında güçlü bir şekilde yaşanmaya, yaşatılmaya devam ediyor.

Türk dünyasına örnek olan Azerbaycan ve Türkiye kardeşliği yakın zamanda Türk dünyasının tamamında da yaşanabilir. Yeter ki bizler kardeşliğimize gölge düşürecek faaliyetlerden uzak duralım. Türk dünyasının birliğine inanalım. Türk dünyasının yakın gelecekte İsmail Gaspıralı’nın ifade ettiği “Dilde, fikirde, işte birlik” düşüncesinin gerçekleşeceğine olan inancımızı hiçbir zaman yitirmeyelim.

Türk dünyası hiçbir uluslararası güce tam güvenmeden, arkasını dönmeden, kendi çıkarlarına hizmet edecek programları uygulamaya koymak için azami gayret göstermelidir. 6-7 Ekim 2025’te Azerbaycan’ın Gebele şehrinde 12.Türk Devletleri Teşkilatı zirvesinde alınan kararlar Türk halklarının umudunu arttırmış, kendilerine olan özgüveni daha da kamçılamıştır. Ortak Türk Alfabesi ve Ortak Türk Askeri Birliği, Ortak Ekonomik İşbirliği,... öncelikli olarak kararlılıkla hayata geçirilmelidir. 1980’li yıllardan itibaren ifade ettiğimiz söylemi tekrar etmek isterim. “Ne ABD ne Rusya ne Çin, her şey Türklük için.”

Bünyamin Bey Ermenilerin işgal, yağma ve katliamları anlatırken yaşanan acı dolu yıllardan sonra gözlerinde kanlı gözyaşı hiçbir zaman eksilmemiş. Akadaşları, akraba, dost ve sırdaşları Ermeni işgalinde şehit ve gazi olmuş. Evleri, ocakları, yurtları, obaları Ermeniler tarafından işgal edilmiş, yağmalanmış.

2. Karabağ Savaşından sonra yeniden hayata tutunan, zincirlerinden kurtulan Azerbaycan Türklerinin Türkiye sevgisini kelimelerle anlatmak imkansız. Bu sevgiyi Gülnaz (11) ve Nergiz’in (8) gözlerindeki ışıltıdan ve gelip sarılmalarından anlamak mümkün.


MANŞET XƏBƏRLƏRİ