Gökhan Güler
Azerbaycan Milli Meclisi,5 Nisan 2024 tarihli oturumunda Azerbaycan-KKTC Parlamentolar Arası İlişkiler Çalışma Grubu kurulması yönünde tarihi bir karar almış ve Dostluk Grubu Başkanlığına da Milletvekili Cavanşir Feyziyev seçilmiştir.
Bu gelişmeyi bazı yetkililer “tarihi bir karar” olarak, bazı yetkililer de “KKTC’nin tanınma sürecine ilişkin tarihi bir adım” olarak nitelendirmişlerdir…
Bilindiği üzere KKTC Cumhuriyet Meclisi de 2 Ocak 2023 tarihinde KKTC ile Azerbaycan, Kırgızistan, Türkmenistan, Özbekistan ve Kazakistan Meclisleri arasında dostluk grupları kurulması yönünde karar almıştır…
Azerbaycan ile KKTC arasındaki ilişkiler her geçen gün güçlenerek yoluna devam etmektedir. Yaşanan gelişmelerden benim gibi son derece mutluluk duyanlar olduğu gibi mutsuz olup ciddi manada endişe duyanlar da olmuştur.
Geçtiğimiz günlerde Azerbaycan Dışişleri Bakan Yardımcısı Fariz Rzayev, Yunanistan eski Dışişleri Bakanı ve halen Yunan Meclisi Dışişleri ve Savunma Komisyonu Başkanı olarak görev yapan Dora Bakoyanni ile görüşmüştür.
Görüşmeye ilişkin olarak Yunan Meclisi Dışişleri ve Savunma Komisyonu resmi tweet hesabından yapılan yazılı resmi açıklamada, dezenformasyona (yalan/çarpıtmaya) başvurularak Azerbaycan Dışişleri Bakan Yardımcısı Fariz Rzayev’in, KKTC’yi tanımayacaklarına dair kendilerine güvence verdiği ifade edilmiştir.
Sonrasında ise ‘yapılan uyarılar’ üzerine Yunan Meclisi Dışişleri ve Savunma Komisyonu resmi tweet hesabından yapılan yazılı resmi açıklamanın gerçekleri yansıtmayan kısmı kaldırılarak sadece taraflar görüştü şekilde düzeltilmek durumunda kalınmıştır!
Öyle ki Türkiye ile Yunanistan arasında Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey Toplantılarının yapıldığı bir dönemde Yunanistan’da geçmişte Dışişleri Bakanı olarak görev yapan ve halen Yunan Meclisi’nde Dışişleri ve Savunma Komisyonu Başkanı olan Dora Bakoyanni adına yapılan resmi açıklamada Azerbaycan ile KKTC’yi karşı karşıya getirmeye yönelik dezenformasyona (yalan/çarpıtmaya) başvurulmuştur!
Yunan resmi makamları tarafından yalana dayalı olarak yapılan provokatif açıklamanın üzerine eğer zamanında gidilerek kısa süre içerisinde düzeltilmesi sağlanmasa acaba neler olabilirdi? Burada önem arz eden en önemli konu Yunan Meclisi Dışişleri ve Savunma Komisyonunun ortaya koymuş olduğu niyetidir!
***
Azerbaycan ile Kıbrıs Türkleri aynı kökten gelen binlerce yıllık ortak tarih, dil, din, kültür ve kadim kardeşlik bağlarına sahiptirler. Dolayısıyla böyle yalana dayalı provokatif açıklamalar Azerbaycan ile Kıbrıs Türkleri arasındaki kadim kardeşlik ilişkilerine asla zarar veremez…
Tarihsel süreç içerisinde nasıl ki Azerbaycan Halkının hakları ve toprakları dıştan destek alan Ermeniler tarafından gasp edilmeye çalışılmışsa benzer şekilde Kıbrıs Türk Halkının da hakları ve toprakları dıştan destekli Rumlar tarafından gasp edilmeye çalışılmıştır.
Aynı zamanda Azerbaycan Halkına karşı Ermeniler tarafından insanlık dışı mezalimler ve soykırım girişimleri yapılmışsa benzer şekilde Kıbrıs Türk Halkına karşı da Rumlar tarafından insanlık dışı mezalimler ve soykırım girişimleri yapılmıştır. Görüldüğü üzere Azerbaycan Halkı ile Kıbrıs Türk Halkı arasında ortak tarihsel kader birliği de bulunmaktadır…
Azerbaycan Halkı ile Kıbrıs Türk Halkı arasındaki karşılıklı ilişkiler soğuk savaşın sona erdiği(1991) dönemden itibaren artan bir ivme ile gelişme göstermeye başlamıştır.
Azerbaycan ile KKTC arasındaki ilişkilerin gelişmesi yönünde 1990-2000’li yıllarda bilinen ve bilinmeyen pek çok kişinin emekleri olmuştur. Bu süreçte KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf R. Denktaş başta olmak üzere emekleri geçenlere buradan sonsuz teşekkürler…
***
Soğuk savaşın ardından Azerbaycan ile KKTC arasındaki ilişkilerin gelişmesi yönünde başta Uluslararası Türk Kültür Teşkilatı TÜRKSOY(1993) üzerinden kültürel çalışmalara öncelik verilmiştir. Bu çalışmaları ilerleyen yıllarda Türk Devletleri Parlamenter Asamblesi (TÜRKPA) ve Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) üzerinden yapılan çalışmalar izlemiştir.
Soğuk savaşın bittiği günlerde henüz gazeteciliğe yeni adım atmıştım. Bu dönemde KKTC ile Türk Dünyası arasındaki ilişkilerin gelişmesine katkıda bulunabilecek çeşitli girişimlerde bulunup bu çerçevede Türk Dünyası içerisinden dostluklar kurmaya çalışıyordum.
İşte bu dönemde (1990’lı yılların ikinci yarısında) Azerbaycan’da gençlik teşkilatlarında üst düzey yönetici olarak görev yapan Ramil Hasan ve yine Azerbaycan’da ANS Televizyonu’nda görev yapan Türk Dünyası sevdalısı Ganire Paşayeva ile tanışmıştım. Her iki isim de süreç içerisinde Azerbaycan’ın Türk Dünyası ve bu çerçevede KKTC ile ilişkilerinin gelişmesine çok büyük katkıları bulunmuştur.
Ganire Paşayeva, yirmiden fazla bilimsel yayının, gazetecilik kitabının, romanın ve yüzlerce makalenin yazarı,son derece başarılı akademisyen ve siyasetçi idi.Ganire Paşayeva, Azerbaycan’ın, Türkiye’nin, KKTC’nin ve tüm Türk Dünyasının problemlerini dile getirerek söylemiş ve bunu her platformda korkusuzca savunmuştur. Ne yazık ki onu çok zamansız bir şekilde kaybettik…
Ramil Hasan ise 1999-2003 yılları arasında Azerbaycan-Türkiye Gençlik Topluluğu kurucu ve eş başkanlığı görevinde bulunmuştur. 2002-2010 yılları arasında Azerbaycan Cumhuriyeti Diaspora İşlerinden Sorumlu Devlet Komitesi’nde Bölüm Başkanı olarak çalışmıştır.2005-2010yılları arasında Yeni Azerbaycan Partisi gençlik kolu başkanı olarak görev yapmıştır. 2009-2013 yılları arasında TÜRKPA’nın (Türk Devletleri Parlamenter Asamblesi) ilk Genel Sekreteri olarak, ardından da 2014 -2018 yılları arasında da Türk Devletleri Teşkilatı Genel Sekreteri olarak görev yapmıştır. Ramil Hasan halen Azerbaycan Milli Meclisi’nde Milletvekili olarak görev yapmaktadır.