BAKÜ’DE İLK GÜN - BAKÜ NOTLARI: II


Naci YENGİN

Bakü hakkında yazdığım ilk yazımı Bakü’ye varmadan önce başlamış ve şehre ayak bastığım ilk gün “Bakü’den selamlar” adıyla yayınlamıştım.

https://www.tarihistan.org/yazarlar/naci-yengin/baku-den-selamlar/11932/ Bakü’de bir süre kalıp Azerbaycan’ı, Azerbaycan Türklerini daha yakından tanıyınca yazımda ifade ettiğim ve biraz da bazılarına göre hamaset gelebilecek yazımın hiç de hamaset olmadığını Bakü’de geçirdiğim günler ve edindiğim izlenimlerden sonra rahatlıkla söyleyebilirim

Bakü topraklarına ayak bastığınızda öncelikle Enver Paşa, Nuri Paşa, Kafkas Türk Ordusu, şehitlikler gelir aklınıza. Azerbaycan Meclis Başkanı Neriman Nerimanov’un Atatürk’e “Kardeş kardeşe borç vermez. Kardeş kardeşin elini tutar” sözü, Ahmet Cevad’ın yazmış olduğu 1920’de kabul edilen Azerbaycan Ulusal Marşını duyar gibi olursunuz.

Batı’da yaşayan Türkler için Azerbaycan Türkistan’a açılan Türk dünyasının giriş kapısıdır. Azerbaycan’ın güçlü ve sağlam durması Türk dünyasının gücü ile doğru orantılıdır. Azerbaycan’da yaşayan Oğuz Türklerinin kardeşleri Anadolu, Balkanlar, Mısır, Ortadoğu... dünyanın birçok ülkesinde yaşamaya devam ediyorlar.

Bakü’yü tanımak Türk dünyasının nüvesini tanımak anlamına gelmektedir. Bu bakımdan Baküyle ilgili yazılarım bir anlamda Türk dünyası üzerine ışık tutmak amacına yönelik olacaktır. Bu amaçla 19 Ekim 2025 tarihli “Azerbaycan- Bakü Notları:Ihttps://www.tarihistan.org/yazarlar/naci-yengin/azerbaycan-baku-notlari-i/11960/ yazımı okumanızı öneririm.

***

26 Eylül 2025, saat 04’te Haydar Aliyev Uluslararası Havalimanındayım. Konaklayacağımız yer Bakü’nün Yasamal Rayanu havalimanından 30 dakikada mesafede. Gecenin geç saatlerinde otobüs ve farklı ulaşım seçenekleri olmadığı için havalimanıyla anlaşmalı ulaşım araçlarını tercih etmek durumundayız.

Özellikle Türkiye ve Türk cumhuriyetlerinden Azerbaycan’a gidenlerin Azerbaycan’a vardıklarında farklı bir ülkede, farklı kültür ortamında olduklarını hissedeceklerini sanmam. Zira havalanında bunu belirgin bir şekilde görüyor ve Türk topraklarında olduğunuzu, Türkçe konuşarak yolunuza devam edebilecek olmanın vermiş olduğu his insana ayrı bir güven, mutluluk veriyor.

Taksiciye selam verip gideceğimiz adresi söylüyoruz. Yollar düzenli, temiz, geniş. Tabelalar Türkçe. Türk dünyasının ortak alfabeye geçmesi durumunda bütün Türk ülkelerinde aynı rahatlığı yaşayacak olmamız içten bile değildir. Türk alfabesi ile okuyup yazan insanlar Türkçenin gücünü arttıracağı gibi Türk coğrafyalarının kültür etkileşimini de güçlendirecektir.

Kalacağımız ev sahibi bizi sıcak, güler yüzle karşılıyor. Saat 04. Ev sahibi evin anahtarını verip gidiyor. Konuşmak için sesleniyorum ancak “Siz yol yorgunuz ayrıntıları daha sonra konuşuruz” diyerek uzaklaşıyor.

Oturacağımız ev büyük bir site içinde 13. katta. Sitenin giriş kapısında Azerbaycan ve Türkiye bayrakları dalgalanıyor. Bu anlamlı güzelliğin 2020’de 44 günlük 2. Karabağ Savaşından sonra bütün Azerbaycan topraklarında görülebileceğini sonradan anlıyorum. Hatta iki devlet arasındaki kardeşliğin her alanda, her kurumda kendini göstermesi geleceğe daha bir güvenle bakmamız gerektiğini hatırlatıyor.

Sonradan yapılan evlerin çoğunluğu dikine mimari, çok katlı. Ancak Bakü’nün geleneksel mimarisi yatay- Türk mimarisi. Bakü uzun dönem Sovyet işgali altında kaldı. Binalar gösterişli. Türk-Sovyet ve Batı mimari tarzının sentezini yaşayan bir şehir var karşımızda. Her şeye rağmen Bakü’de yapılan yeni binanaların eski mimarinin silüetini bozmayacak şekilde yapılmasına özen gösterilmiş ve bu da şehri ayrı bir cazibe merkezi haline getirmiş.

Bakü, Karabağ savaşları nedeniyle çok göç almış. Nüfusunu taşımakta zorlanıyor. Buna rağmen sakinliğini koruyor. Belli saatler dışında trafik sorunu çok fazla yaşanmıyor. Bakü’de birçok cadde, sokak geçmişle bu günü buluşturan, gelenekle modernliği sentezleyen sanat galerisini andırıyor.

TARSAM (Türk Dünyası Tarih Stratejik Araştırmalar Merkezi) https://www.tarihistan.org/

Devam edecek...


MANŞET XƏBƏRLƏRİ